16 Aralık 2018 Pazar

İLKÖĞRETİM, LİSE VE ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BEDEN EĞİTİMİ VE SPORA İLİŞKİN TUTUMLARININ KARŞILAŞTIRIMASI

     



     GİRİŞ

        Eğitimden beklenen, bireylerin gizli güçlerini ve yeteneklerini ortaya çıkararak en üst düzeyde geliştirilmesine yardım etmektir. Bireyleri fiziksel, zihinsel, duygusal ve toplumsal yönleriyle bir bütün olarak yetiştirmek çağdaş eğitimin temel ilkelerindendir. Çağdaş anlayışa uygun olarak eğitimdeki amacın gerçekleşmesi bireyin, zihinsel eğitiminin yanısıra fiziksel eğitimi ile olasıdır. Hareket etmeyi öğrenme ve hareketler yoluyla öğrenmeyi amaçlayan beden eğitimi, genel eğitimin vazgeçilemez bir parçasıdır ve genel eğitimin amaçlarına hareketler aracılığı ile katkıda bulunur. Genel eğitim içinde büyük öneme sahip olan beden eğitimi ve sporun temel amacı, çocukların fiziksel etkinlikler yolu ile eğitimini sağlayarak her öğrencinin hareket kapasitesinin en üst düzeye çıkmasına yardımcı olmaktır. Aynı zamanda çocukların fiziksel, zihinsel sosyal ve duygusal gelişimlerinin en üst düzeye çıkarılmasına katkıda bulunmaktır. Bu çerçevede beden eğitimi; okul beden eğitimi programlarında fiziksel aktiviteler ile öğrenci gelişimine, bilgisine, tutumlarına, motor ve davranışsal becerilerine eğlenceli katılım sağlamak amacıyla yapılan ve fiziksel devamlılık içeren aktif hayat şeklidir (Pate, Corbin ve Pangrazi, 1998) diye tanımlanmaktadır. Beden eğitimi dersinin bu işlevleri yerine getirebilmesi için üç temel öğenin; öğrenci, öğretmen ve programın düzen içerisinde yürütülmesi gerekmektedir. Bu üç öğe, Beden Eğitimi dersini yönlendiren, biçimlendiren en önemli olgulardır. Beden Eğitimi dersinin daha etkin ve yaygın duruma getirilebilmesi ve çocukların bir bütün olarak gelişmesi, bu öğeler arasındaki ilişkinin sağlıklı ve uyumlu olmasına bağlı görünmektedir. Öğrenci tutumları öğretmenler ve program için önemli bir boyuttur. Diğer alanlarda olduğu gibi okul ortamında öğrenciler beden eğitimi ve spor dersine ilişkin de tutumlar oluştururlar. Beden eğitimi dersine öğrencilerin olumlu tutum geliştirmeleri dersin verimli işlenmesini sağlayarak öğretmeni de güdüleyebilir (Demirhan ve Altay, 2001). Amerikan Ulusal Beden Eğitimi ve Spor Birliğine (NASPE) göre, beden eğitimi dersinin ilk amacı öğrencilerde pozitif tutumlar geliştirmek ve hayat boyu fiziksel aktivitelerinin yükseltilmesine katkıda bulunmaktır (NASPE, 1995). Tüm bu açıklamalardan sonra tutum ile ilgili değişik kişiler tarafından birçok tanımın yapıldığını görebiliriz. Bu tanımlar incelendiğinde; Safrit ve Wood’a (1995) göre, bir durum, kişi ya da bir aktiviteye karşı duyulan özel bir hisdir. Tezbaşaran’a (1997) göre; belirli nesne, durum, kurum, kavram ya da diğer insanlara karşı öğrenilmiş, olumlu ya da olumsuz tepkide bulunma eğilimidir. Ertürk’e (1998) göre; tutumlar, ilgiler, beceriler ve bilgi ile ilgili hedeflerin gerçekleştirilmesinde birbirinden farklı unsurlar, yaptıraçlar, ipuçları, pekiştireçler ve malzemeler yakışkın olabilir. Öğretmenlerin tutumlara ilişkin sonuç alabilmeleri için tutumların öğrenme süreciyle bağlantılı olduğunu, değiştiğini ve biçimlendirildiğini bilmeleri gerekmektedir. Beden eğitimi derslerinin içeriği, öğretim yöntemleri, sınıf ortamı ve okul sisteminin öğrenci tutumlarını etkilediği bilinmektedir (Subramaniam ve Silverman, 2000). Carlson’e (1994) göre, tutumları etkileyen faktörler; kültürle ilişkili olanlar (cinsiyet, idoller, ilgilerin farklı oluşu), toplum ile ilişkili olanlar (aile, spor deneyimleri, beceri seviyesi, akranlarla ilişkiler, önceki beden eğitimi deneyimler ve sporla ilgili algılar) ve okul ile ilişkili olanlar (öğretmen etkisi) şeklinde sıralanmaktadır. Kazanma, başarı, iyi performans gösterme, takım çalışması, eğlenceli katılım birçok orta ve yüksekokul öğrencileri için pozitif beden eğitimi deneyimleri olarak sayılırken, yanlış egzersiz ve yaralanmalarla ilgili deneyimler negatif deneyimleri içermektedir (Tannehill ve Zakrajsek, 1993). Öğrencilerin pozitif deneyimleri olumlu tutum geliştirmelerine, neğatif deneyimleri ise olumsuz tutum geliştirmelerine neden olmaktadır. Aicinena’ya (1991) göre öğrencilerin beden eğitimine karşı olumlu tutum geliştirmesinde öğretmen davranışı, sınıf çevresi, aile ve okul yönetimi önem taşımaktadır. Ayrıca öğrencilerin ilgilerini çeken programlar, öğretmenin etkililiği, öğrencilerin anlama düzeyi ve beden eğitimi dersinin gerekli olduğuna inanmaları öğrencilerin olumlu tutum geliştirmelerine katkıda bulunmaktadır (Luke ve Cope, 1994). Beden eğitimi dersinin farklı yapısı nedeniyle birçok araştırmacı tutum ile ilgili araştırma yapma ihtiyacı duymuştur. Yapılan araştırmalar yaş ve cinsiyet ile ilgili öğrencilerin beden eğitimi ve spora karşı geliştirdikleri olumlu ve olumsuz tutumları içermektedir. Carlson (1995), 11-15 yaşlar arası ortaokul öğrencileri ile yaptığı çalışmada, öğrencilerin beden eğitimi dersini %21 oranında eğlenceli bulmadıklarını ve olumsuz tutum sergilediklerini belirtmiştir. Bunun nedeninin de ilgisiz konu ve materyaller, yetenek yoksunluğu, yarışma ortamları ve ayrımcılık hissinin olduğunu belirtmiştir. Ryan ve arkadaşları (2003) yaptıkları çalışmada, ortaokul öğrencilerinin beden eğitimi öğretmenlerine ve beden eğitimi dersine ilişkin tutumlarını saptamış ve lise öğrencileriyle yapılan benzer çalışmalarla bağlantı kurmayı amaçlamıştır. Bu çalışmada 611 ortaöğretim öğrencisinin tutumları ölçülmüş ve ilk sırada beden eğitimi dersinde öğrencilerin değişik aktivitelerden hoşlandıkları (%83), ikinci sırada ise öğretmen davranışlarından hoşlandıkları (%80) ortaya çıkarken hoşlanmadıkları arasında ise ilk sırada kısa ders periyodları (%38) ve ikinci sırada kıyafet değiştirmek (%27) yer almaktadır. Figley (1985), öğrencilerin beden eğitimine ilgisini uyandıran veya uyandırmayan yönlerini saptamak için bir araştırma yapmıştır. Olumlu ve olumsuz tutumlarla ilgili en çok sözü edilen konuların öğretmen ve programla ilgili olduğunu göstermiştir. Carlson (1994), Park (1995) ve Rice (1988)’da yaptıkları çalışmalarda beden eğitimi dersini seven öğrencilerin beden eğitimine ilişkin pozitif tutumlar geliştirdikleri ve beden eğitimi öğretmenlerini iyi model olarak düşündükleri açıklanmıştır. Beden eğitimi derslerindeki en olumlu deneyimler çeşitli aktiviteler sunmak, kazanma/başarı, iyi yapmak, katılmak, takım çalışması ve tatmin olma/eğlenme olarak sayılabilir (Chung ve Philips, 2002). Yapılan çalışmaların bir çoğunda ayrıca hem öğretmenin hem de öğrencilerin cinsiyetinin öğrenci tutumunu etkilediği görülmüştür. Bu araştırmaların büyük bir kısmında beden eğitimi derslerine karşı erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre daha pozitif tutum içerisinde oldukları ortaya çıkmıştır (Carlson, 1995; Weinberg ve ark., 2001) Silverman ve Subramaniam’ın (1999) belirttiklerine göre Oliver (1982) 419 öğrenci ve 15 öğretmenle yaptığı çalışmada hem kızların hem erkeklerin tutumunda ön-testten son-teste doğru bir azalma saptamıştır. Treanor ve diğerleri (1998), güz döneminde karma eğitime katılan ve bahar döneminde ise erkek ve kız öğrencilerin ayrı olarak derse katıldığı 466 ilköğretim ikinci kademe öğrencisi üzerinde bir araştırma yapmışlardır. Öğrencilerin yıl boyunca yaptıkları aktiviteleri yansıtan ve isimsiz olarak doldurulan ölçek, asıl olarak, öğrencilerin beden eğitimine ilişkin duydukları ilgileri ile ilgili görüşlerini ortaya koymak, algıladıkları yetenekleri ve karma ya da ayrı olarak işlenen beden eğitimi ile ilgili tercihlerini ölçmeyi amaçlamışlardır. Sonuçlara göre, erkek öğrenciler kızlara göre kendilerini daha yetenekli, güçlü ve kuvvetli hissetmişler, kızlar ise kendilerini erkeklerden daha şişman algılamışlardır. Ayrıca, kız öğrenciler altıncı sınıftan sekizinci sınıfa doğru beden eğitimi dersinden hoşlanma konusunda sistematik bir düşüş sergileseler de, erkek öğrenciler beden eğitimi dersinden giderek daha çok zevk almışlardır. Ancak, King’in (1994) 7-9. sınıflarda öğrenim gören 726 öğrenci ile yaptığı çalışmada, beden eğitimi derslerinde kız öğrencilerin yaşıtları olan erkek öğrencilere göre tutum puanlarının oldukça pozitif olduğunu bulmuş ve bu duruma neden olan güçlü faktörü, kız öğrencilerin beden eğitimi derslerinde elde ettikleri statünün, beden eğitimine karşı olumlu tutum sergilemelerine yol açtığı şeklinde yorumlamıştır. Tüm bu açıklamalardan sonra yaptığımız bu araştırma; daha önceki çalışmaların eksikliğinden yola çıkılarak cinsiyet ve sınıf düzeyine (yaşa) göre sporcu lisansı olan öğrencilerin beden eğitimi ve spora karşı tutumlarının sporcu lisansı olmayan öğrencilere göre nasıl bir değişiklik göstereceğinin tespit edilmesi amacıyla planlanmıştır. Çalışma Ankara ilindeki ilköğretim 8. sınıf, lise 1. sınıf ve üniversitede öğrenim gören, sporcu lisansı olan ve olmayan öğrencilerin beden eğitimi dersine karşı tutumlarının tespit edilmesi bakımından önem taşımaktadır. Bu çalışmanın uygulandığı araştırma grupları ile elde edilen veriler sonucunda sporcu lisansı olan ve olmayan öğrencilerin cinsiyete ve öğretim düzeyine (yaşa) göre tutumlarındaki farklılaşma ilerideki çalışmalara ışık tutabileceği gibi beden eğitimi derslerinde, beden eğitimi öğretmenlerine ve üniversite öğretim elemanlarına yol gösterici olacaktır.




  ÖZET


     Bu araştırma, Ankara’nın merkez ilçelerinde ilköğretim, lise ve üniversite düzeyinde öğrenim gören öğrencilerden sporcu lisansı olan ve olmayan kız ve erkek öğrencilerin beden eğitimi ve spora ilişkin tutumlarını karşılaştırmak amacıyla yapılmıştır. Araştırmaya toplam 2632 öğrenci (İlköğretim okulu 8. sınıfta öğrenim gören ve sporcu lisansına sahip olmayan 376 kız ve 415 erkek; lise 1. sınıfta öğrenim gören ve sporcu lisansına sahip olmayan 321 kız ve 322 erkek; üniversite öğrenim gören, sporcu lisansına sahip olmayan ve seçmeli beden eğitimi dersi alan 237 kız ve 207 erkek, ilköğretim okullarında öğrenim gören ve sporcu lisansına sahip 112 kız ve 128 erkek; lisede öğrenim gören ve ve sporcu lisansına sahip 84 kız ve 178 erkek; üniversitede öğrenim gören ve sporcu lisansına sahip 150 kız ve 102 erkek) katılmıştır. Öğrenci tutumlarının ölçülmesi için Demirhan ve Altay (2001) tarafından geliştirilen, 12’si olumlu 12’si olumsuz olmak üzere toplam 24 maddeden oluşan Beden Eğitimi ve Spor Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Ölçeğin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı 0.93, Ölçüt geçerliliği katsayısı da 0.83 olarak hesaplanmıştır. Verilerin analizinde bağımsız gruplar için iki faktörlü varyans analizi (Two-Way ANOVA) kullanılmıştır. Farkın hangi gruptan kaynaklandığını belirlemek için Tukey Testinden yararlanılmıştır. Araştırmaya katılan ilköğretim, lise ve üniversite öğrencilerinin tutum puanları ortalamaları üzerine yapılan analiz sonucunda, öğrencilerin sınıf düzeyleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. Sonuçlar, öğrenci cinsiyeti açısından incelendiğinde erkekler lehine istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmüştür. Aynı zamanda çalışmanın sonuçları, spora aktif katılım açısından incelendiğinde sporcu lisansına sahip olan öğrenciler lehine istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmüştür (p<0.05). Sonuç olarak, öğrencilerin yaşları büyüdükçe tutum puanları artmıştır. Aynı zamanda erkek öğrencilerin ve sporcu lisansına sahip olan öğrencilerin tutum puanları yüksektir.

   KAYNAKÇA


  1.    Aicinena, S. (1991). The teacher and student attitudes toward physical education. Phys Educ, 48(1), 28-32.
  2. Carlson, T.B. (1994). Why students hate, tolerate, or love gym: A study of attitude formation and associated behaviors in physical education (Doctoral dissertation, University of Massachusetts, 1994). Dissertation Abstracts International, 55-03A, 0502.
  3. Carlson T.B. (1995). We Hate Gym: Student Alienation From Physical Education. J Teach Phys Educ, 14, 467-477.
  4. Chung, M.H. & Phillips, D.A. (2002). The relationship between attitude toward physical education and leisure-time exercise in high school students. Phys Educ, 59(3), 125-138.
  5. Demirhan, G. & Altay, F. (2001). Lise birinci sınıf öğrencilerinin beden eğitimi ve spora ilişkin tutum ölçeği II. Spor Bilimleri Dergisi, 12(2), 9-20.

     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder